İngiltere‘nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma süreci, on yıl boyunca ülke siyasetinin ana gündem maddesiydi. Ancak günümüzde bu konu neredeyse hiç konuşulmuyor. İşçi Partisi lideri Keir Starmer da bu durumdan memnun görünüyor.
Starmer, beş yıl önce İşçi Partisi’nden ayrılan ve “Brexit’i gerçekleştirme” vaadiyle Muhafazakar Parti lideri Boris Johnson‘a oy veren milyonlarca işçi sınıfı seçmeninin desteğini geri kazanmaya çalışıyor.
Anketlere göre, Starmer bu hafta sonunda başbakan olarak Downing Street‘e (Birleşik Krallık Başbakanı’nın resmi ikametgahı) girmeye hazırlanıyor ve tarihi bir çoğunlukla seçimi kazanması bekleniyor. Ancak başbakan olduğunda, Brexit’i uzun süre gündemde tutması zor olacak.
TİCARET ENGELLERİNİN KALDIRILMASI
Starmer’ın ana hedefi ekonomik büyümeyi teşvik etmek. İş dünyası, bunun ticaretin önündeki bazı engellerin kaldırılmasını gerektirdiğini belirtiyor. Bu da Brüksel ile tartışmalı müzakerelerin yeniden açılmasını gündeme getirebilir.
İngiltere, Boris Johnson yönetiminde Ocak 2020’de AB’den ayrıldı. Brexit’i geride bırakmak isteyen İşçi Partisi, AB tek pazarına veya gümrük birliğine yeniden katılmayı reddediyor. Ancak, özellikle küçük işletmelerin yüksek maliyetler ve evrak işleriyle mücadele ettiği ticaret engellerini kaldırmanın hala mümkün olduğunu savunuyor.
İşçi Partisi milletvekili ve muhtemel iş bakanı Jonathan Reynolds, “Geçmişin yaralarını yeniden açmak istemiyoruz” dedi.
Reynolds, Britanya Ticaret Odası (BCC) tarafından düzenlenen bir etkinlikte, “Daha iyi bir anlaşma yapmamız gerekiyor ve elde edebileceğimiz gerçek iyileştirmeler var” dedi. BCC, partilerin AB ile ilişkilerde “kırılgan zeminlerde yürümeyi” bırakması gerektiğini savunuyor.
Menzies adlı muhasebe firmasının anketine göre, her üç Britanyalı işletmeden biri Johnson yönetiminde varılan Brexit anlaşmasını yeniden açmak istiyor. Beşte biri ise tek pazara yeniden katılmayı talep ediyor. İşletmelerin %20’si ise Brexit’in uluslararası genişlemeyi sınırlayan bir faktör olduğunu belirtiyor.
AB İLE ANLAŞMA ARAYIŞI
İşçi Partisi’nin ilk vaatlerinden biri, Britanyalı çiftçiler ve ithalatçılar için bir engel olan hayvan ürünleri üzerindeki sınır kontrollerini azaltacak bir veteriner anlaşması aramak. Ayrıca belirli mesleki niteliklerin karşılıklı tanınmasını ve turne yapan sanatçılar için daha kolay erişim sağlanmasını hedefliyor.
Bu adımların, Johnson yönetiminde varılan Brexit anlaşmasını yeniden açmadan gerçekleştirilebilecek nispeten basit kazanımlar olduğu belirtiliyor. Ancak bu tür küçük adımlar bile zor seçimler gerektiriyor.
Bir AB kaynağı, hipotetik gelecekteki müzakereleri tartışmak için anonimlik koşuluyla, bir veteriner anlaşmasının Britanya’nın Avrupa Adalet Divanı’nın (ECJ) anlaşmazlık çözüm mekanizmasına tabi olmasını gerektireceğini belirtiyor. Bu, Brexit kampanyacıları için Britanya egemenliğine bir müdahale olarak kabul ediliyor.
AB İLE MÜZAKERE ZORLUKLARI
Bir AB kaynağı, “Benzer görüşte bir ortak, dost ve müttefikle çalışmak herkesin istediği bir şeydir. Ancak, kulüp üyesi olarak elde edilen avantajlara sahip olma fikri biraz daha zor hale geliyor” ifadelerini kullandı.
UK in a Changing Europe (Değişen Avrupa’da İngiltere) düşünce kuruluşunun direktörü olan siyaset profesörü Anand Menon, İşçi Partisi’nin AB’nin yıllar süren çatışmalardan sonra yeniden müzakere yapmaya ne kadar hevesli olacağını yanlış değerlendirebileceğini belirtti.
Muhafazakarlar ise İşçi Partisi’nin politikalarının Brexit’i “gevşeteceğini” ve Britanya’yı yeniden ECJ’nin kararlarına tabi kılacağını savunuyor. Başbakan Rishi Sunak, bu hafta yapılan bir tartışmada İşçi Partisi’ni, AB ile daha iyi bir Brexit anlaşması yapmak için serbest dolaşımı kabul etmeyi planlamakla suçladı. Starmer ise göçü artıracak herhangi bir anlaşmayı reddedeceğini ifade etti.
İşçi Partisi’nden Jonathan Reynolds, ticaret durumunu iyileştirirken AB’ye faydalar sağlamayı hedeflediklerini belirterek, “Bu kolay değil, ama bir müzakere var ve bu sürecin o şeyleri teslim edebileceğini görebiliyorum” dedi.
